1 Mart 2012 Perşembe

MİLYONDA BİR İHTİMAL

    

 Bir gün o çıkar karşına, yaşın kaç bilinmez kimbilir  belki 17 ,20,40, yada 50 hoş önemi de yoktur, önemli olan sadece ve sadece o dur.yüzlerin, binlerin, milyonların arasından süzülüp karşınıza çıkan bir kişi. Milyonda bir ihtimal olan bu kişi  tek olabilir ama hayatınızdaki kapladığı hacim hiç de öyle değildir.
     Bir anda  dünyayla cennet arasında bir yerlerde Araf"da bulursun kendini,çok güzeldir burası öyle ki ne cennete gitmenin yolunu ararsın ne de dünyaya dönmeye çalışırsın. Bu  arada kalmışlık kadar sana mutluluk verecek bir şey yoktur. o vakitlerde ne kariyer düşlersin, ne paranın anlamı vardır, ne de  dünyada yaşayan adına insan denen diğer varlıklar sizi ilgilendirmez. Bu öyle bir hale getirir ki seni en sıkı dostunla  buluşman gereken bir günde milyonda bir ihtimal seni arar. 
-Bu gün görüşebilirmiyiz
-Ayy çok güzel olur
-Seni çok özledim
-Ben daha çok hemen hazırlanayım
      Birden aklınıza gelir başka sözünüz var. sadece on saniye düşünürsünüz o da bahanelerin arasından birisini seçmek için bir an tereddüt etmeden  telefon alınır. 
-Alo 
-Alo arkadaşım bu gün kötüyüm biraz görüşmesek olur mu? Ama dur öyle derse bu sıkı bir dost demi hemen yanına ziyarete gelmek ister. Seni hastaneye götürmek ister. Yok yok olmaz bu yeniden prova edilir.
-Alo 
-Kanka bizim patron kahretsin illa mesaiye gel diyor. ya ne kadar üzüldüm bilemezsin. seninle yarın görüşelim biz olmaz mı 
-Ya olur da benim yarın programım var önceden ayarladım oooff ne yapsak
-Kanka boş ver boşver kendini üzme daha sonra konuşuruz kapatmam lazım by
     Çar çabuk kapatılır telefon ne de olsa daha hazırlanması gerekli. Mutlak beğenilmesi gereken bir durumdur bu kolay mı?  Eldeki en iyi  malzemeler kullanılır, hayata en olumlu bakılan tavır da üzerine bir güzel oturtulur, olabildiğin kadar en bir halde çıkarsın karşısına, ve onu da öyle bulursun buluşma noktadan da. bu kez saniyeler gereksiz bir hızla kovalar dakikaları keza onlar da saatleri telaşlıdırlar bir an evvel gidecekleri yere gitmeye çalışırlar gereksiz. Bu gereksizlik ne yazık ki ayrılık zamanı demektir. Eller ellerden ayrılır evvela, son bir öpüşme koklaşma ve en zor olana gözlerin birbirinden kopmasına gelir sıra, Genelde hep oğlan bakar kızın ardından uzuuun uzuuun.  
     Evine çekildiğinde  yine anne, baba, arkadaş, kardeş diğerleri sanal varlıklardır senin açından zira, açının çapı elindeki bol bol gülümseme işareti  koyarak yazışmanı sağlayan telefondur. Bazen diğerlerinden kimileri densiz densiz ne o sen kiminle mesajlaşıyorsun dediğinde gerçek karanlık dünyaya zorunlu dönüş yaparsın hiiççç  arkadaşlar işte aman canım ne var sanki der ve en fazla on dakika oyalama taktiğinden sonra tekrar dönersin arafına
     Ya sonra ?
      İşlerin düzgün gitmesi ve ilişkinin evliliğe dönüşmesi veya uzun soluklu bir hal alması olasılıklar arasındadır.Gerçi kurulan hayallerde bir takım farklılıklar vardır tabii. Mesela bu harika milyonda bir olasılığı meydana getiren bir annenin varlığıdır ilk göze çarpan, eh bir de yanında kardeşleri varsa işler biraz daha zorlaşır. En fenası da arkadaşlarının arasında gıcık bulduğun hatta bazen seninkini kıskandığın tiplerdir. İki kişilik dünya yoktur artık. Arafa çıkma anları sınırlanmaya başlamıştır. zamanla istisnalar bile dönüşebilir.
     Mesaj çekmeye gerek yoktur. Hep yanındadır yalnız bu kez kelimeler kaybolur.Allah Allah ne konuşurdun sen onunla onca saat, o kadar, cahillik işte dersin küçük bir tebessümle önceleri , sonra o günleri özler, eğer işler çığrından çıkarsa da lanet edersin kendine yaptıkların için
     Mutluluğun kumbarası gibi görülen pembe panjurlar aslında hiç  bir zaman varolmamıştır. Çoğu kez taşınılan bir apartman dairesidir. Çoğu kez duvarları da gridir üstelik bu dairelerin ya da duman rengi, cıvıltını, coşkunu neşeni temsil edecek o küçük evin bazen boğmaya başlar seni, önce işin için ne kadar gereksiz bir fedakarlık yaptığını anlarsın iş yerinden Mualla"ya rastayıp da 
-Aaaa nasılsın hayatım ne var ne yok 
-iyi şekerim sağol işte ben de pazarlama bölümü şefi oldum. Biliyormusun bu ay Milano'ya bağlantı kurmaya beni yolluyorlar harika değil mi?
---Öylemi çok sevindim 
     Yalan aslında sen olmalıydın  o  hatta en az o daha yukarılarda bile olabilirdin aslında aklından geçen buydu aslında 
     Neydi ayağının yerden kesilmişliği , sorgulamaya başlarsın kim bilir belki ağlarsın da   üstelik tek başına da yapamazsın bunu, sıkı dostun vardı senin hatırlarsın 
    -Alo 
    -Hayırsız ne yapıyorsun nerelerdesin? (sesindeki samimiyet şaşırtır seni)
    -iyi ne olsun sen nasılsın görüşelim mi pat diye büyük bir istekle söylersin farkında bile olmadan 
    -Olur ne zaman istersen 
    Bir an bile olsa eski heyecanını yakalarsın tüm sorunları , soruları çözecekmiş gibi güçlenirsin yeniden omuzlarını dikleştirir ve buluşma noktasına gider başlarsın anlatmaya  her kelimede biraz rahatladığını hissedersin. 
     Galiba insanoğlu sahipolabilme   güdüsünü  sahipolana kadar kovalıyor. Ondan sonrası rutinlik, tekdüzelik, çelişki, "artık benim" gerçeği  bencillik ve koruma dürtüsünü sunuyor önüne ve sevdiğine altın bir kafes veriyorsun güle oynaya...
     Oysa ikili yaşam bıçak sırtıdır. ve yürüdüğün yol sabunlu her an kayabileceğin bir zemindir. Herkes vazgeçilen olabilir. Sen  bile....
     Bir günleriniz hep tünelin aydınlık yanına yakın olsun.
     Bir gün görüşmek üzere 
     Hoşçakalın
   
     

                                                                                 

   
   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder